Öncelikle tekrar saptayalım. Suriyedeki rejim diktatörlüktür. Ülkeyi 40 yılı aşkın süredir Esad ailesi yönetmektedir.
Arap Baharı adı verilen batı destekli değişim rüzgârı Suriyeyi etkilemiş ve ülkede ciddi karışıklıklar çıkmıştır.
Diktatör Esad bu karışıklıkları güç ve şiddet kullanarak bastırmak istemekte ve bu yüzden halkının kırımına yol açmaktadır.
Buraya kadar tamam. Hemen hepimizin ortak kanısı bu.
Ancak Suriyede bu olaylar olurken elbette hassas ve dikkatli davranması gereken Türkiyeden yükselen savaş seslerine bir anlam vermek mümkün değil.
Türkiyenin komşularında ya da yakın çevresinde bu tür bir karışıklık ilk kez olmuyor.
Ama ilk kez Türkiye bir dış konuda bu kadar şahin tutum takınıyor.
Başbakan büyük bir olasılıkla içe başka dışa başka konuşuyor.
Dış politika Erdoğanın, iç sorunlarla baş etmek için kullandığı önemli silahlardan biri. Bölgesel güç olmak, dünya gücü haline gelmek, gerektiğinde Amerikaya bile akıl vermek, herkesin çekindiği İsraile kafa tutmak Başbakanın içe dönük politikalarında gözleri başka yöne çevirmek için kullandığı yöntemler.
Böylelikle bugüne kadar dış politika konusunda hep aşağılık duygusu içinde olan kamuoyu, Başbakanın bu çıkışları ile bir tür tatmin yoluna gidiyor.
İsraile kafa tutmak, Ortadoğuda liderliğe oynamak, Amerikaya akıl vermek, Avrupa Birliğine ayar çekmek, ......
Kaynak :
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=442964&Categoryid=4&wid=142
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.