Mehmet Ali Birand
14.04.2012
E-Posta
Daha önce de değinmiştim, tekrar etmemde yarar var. İran, özellikle Erdoğan' ın hediye ettiği vazoyu çatlattı. Bugün başlayacak olan nükleer görüşmelerin, sanki kerhen İstanbul 'da yapılmasını kabul etmiş gibi bir havası var. Suriye konusunda, Ankara' ya o kadar ters bakmaya başladı ki, artık tüm dengeler değişiyor.
İran, attığı her adımın binbir defa hesabını yapan bir ülkedir. Kültürleri budur ve şimdiye kadar da değişmemiştir. Türkiye o tarafa kuşkuyla bakar, onlar da bize inanmaz. Aramızda, derinden gelen, karşılıklı bir mesafe vardır.
Bu mesafeyi ilk defa Erdoğan-Davutoğlu ikilisi daralttı. İran' a, özellikle nükleer müzakereler sürecinin en hayati anlarında arka çıktı. Kucaklaşmalar, el ele fotoğraf çektirmeler arttı. Bundan dolayı, çok eleştiri de aldı, ancak aldırmadı.
Bu jestleri de, inanarak, hak vererek ve genel bir strateji çerçevesinde yaptı.
Erdoğan, gerçekten de İran' ın nükleer teknolojiyi silah üretmek için değil, enerji için geliştirdiğine inanıyor . Bunun nedeni de, dini lider Hamaney' in sözleri. Ahmedinecad' ın veya diğer resmi yetkililerin verdikleri güvence değil, İmam ın verdiği güvence önemli. Karşılığında beklenen de "Bu yaklaşımın doğruluğu ispatlaması". Yani uranyum zenginleştirme konusunda jestler bekleniyor. Siyasilerin ayak sürümeleri Erdoğan' ı kuşkulandırıyor. Bu politiakının dürüst olmadığı izlenimini ......
Kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20342729.asp?yazarid=69
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.