İstanbulda trafik sorununa değinirken çekici rezaletinden söz etmemek elbette olmaz. Bu konuyla ilgili sayısız yazı yazdım. Ama hepsi sanki buza yazıldı. Muhataplar hiç seslerini çıkarmıyor. Çünkü çıkarsalar konu uzun süre gündemde kalacak ve büyük bir avanta kaynağının kesilmesi tehlikesi doğacak.
Ama ben pek çok kişinin canını yakan bu konuyu yazmayı ısrarla sürdüreceğim.
Bir kere daha ve açıkça söyleyeyim; araç çekme tamamen keyfi yöntemlerle yapılıyor ve amaç asla bir yasağı uygulamak ya da trafiği rahatlatmak değil, bu işin sağladığı ranttan pay kapmak.
Örneğin İstanbulu adeta haraca kesen bir Trafik Vakfı var. En çok çekiciye sahip kuruluş bu. Vakfın başında valisi, belediye başkanı, emniyet müdürü, iş adamları oturuyor.
Keyfi uygulamalarını defalarca yazdım, bu vakıf mafya yöntemlerini andıran biçimde çalışıyor dedim, tınmadılar. Vakfın yönetiminde saygın isimler var, şikâyetlerden hiç mi utanmıyorlar diye sordum, umursamadılar.
Peki neden bu konunun üzerinde duruyorum? İsteyen istediği yere park etsin diye mi?
Hayır. Bu işin rantını, nasıl paylaşıldığını, keyfi olarak nasıl can yakıldığını görüyorum.
Başka illeri bilemem, ama İstanbulda araçlar trafiği engellediği için çekilmiyor. Tam tersine, çekilen araçlar trafiğin ......
Kaynak :
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=443470&Categoryid=4&wid=142
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.