Abdülkadir Selvi
19.04.2012
E-Posta
Darbeler karşısında siyaset ne yazık ki, iyi bir sınav vermedi. 12 Mart muhtırası parlamentoda okunduğunda, normalde ne olması beklenirdi?
Öncelikle, demokrasinin mabedi olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde böyle bir bildirinin okunmaması gerekiyordu.
Okundu. Hasan Korkmazcan dışında da itiraz eden olmadı. Sonra?
En azından parlamentonun kendi varlık nedenine yönelik bu saldırı bir tavır alması gerekiyordu.
Sivas Milletvekili Kadri Erdoğan'ın, "Şu andan itibaren manevi bir eza altında, parlamento yoktur" diye ısrar etmesine rağmen, Meclis, o gün muhtırayı konuşmadı.
Partiler ortak bir bildiri yayınlamak için harekete geçmedi. Peki neyi konuştular:
İstiklal Marşı'nın kabulünün 50'nci yıldönümü nedeniyle Tacettin Dergahı'na plaket çakılmasını.
Sonra da askerler onlara bir plaket çaktı.
12 Eylül'den kısa bir süre önce, mektup hadisesi yaşanmıştı. Anarşi ve terörü önlemek, kıtlıkları, yoklukları ortadan kaldırmak için mücadele eden AP hükümetinin 35'inci gününde askerler uyarı mektubu verdi.
Mektubu üzerine alınmadı Ecevit. Hatta, "Hükümet, daha 51'inci ......
Kaynak :
http://www.yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=32017&y=AbdulkadirSelvi
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.