Köyler, baskının rahat kırıldığı yerlerdir.
Tabiatla iç içe yaşamaları, tarla sürmek, odun kesmek, mantar toplamak, hasat biçmek gibi işlerin peşinde günlerini diğerlerinden uzak geçirmeleri, küçük köylerde bile insanların birbirlerini denetlemesini zorlaştırır.
Onlara tabiat geniş bir yaşama alanı sağlar.
Kentler ise kalabalıklarıyla özgürdür.
Kimse kimseyi kolayca izleyemez.
İzlemeye de çok vakti yoktur zaten, insanlar koşturup dururlar.
Varoşlardaki ve küçük mahallelerdeki baskı da orada yaşayan insanların mahallelerinden ayrılıp kalabalığa karıştıklarında kaybolur.
Kasabalar ise ne köye, ne kente benzer.
Ne açılabilecekleri ......
Kaynak :
http://www.taraf.com.tr/ahmet-altan/makale-din-ahlak-ve-kasaba.htm
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.