Tarihî faktör |
|
Tweetle |
|
Mezhep çatışmalarında rol oynayan faktörlerden biri "aktüel siyasî rekabet ve mücadeleler" ise, diğeri yine temelinde siyaset ve iktidar mücadeleleri olan "tarihî faktör"dür. Garip gelse de, iki mezhep müntesibi arasında var olan rekabet ve mücadelenin gerisinde ne Arap ve Farsların, ne doğrudan tarihî mezheplerin ortaya çıkışında rol oynayan klasik dönem siyaset ve bu siyaseti meşrulaştırma çerçeveleri olarak teşekkül etmiş bulunan kelamî, fıkhî ve usulî ihtilafların rolü söz konusudur. Asıl ihtilaf doğrudan iki Türk hanedanı arasında hiç bitmeyen siyasî mücadeleler, taht ve iktidar kavgalarıdır. Tabii ki ilk dönemlerinden beri Harici, Şii, Mürcie, Mu'tezile ve Abbasilerin orta zamanlarında çatı rolü oynayan Ehl-i Sünnet fırka ve mezhepleri olmuştur; ama söz konusu fırka ve mezhepler arasındaki ihtilaf uzun yüzyıllar ağırlıklı olarak Araplar arasında sürmüştür. Şiiliğin tarihî merkezi Irak'ta bile, Şia'ya mensup insanlar göçebe kabileler şeklinde uzun süre yaşadıktan sonra ancak 20. yüzyıl başlarından itibaren yerleşik şehir hayatına geçmişlerdir. İran ise 16. yüzyılın başlarına kadar Sünni'dir. Fetihten sonra İran'a hâkim olan Emeviler, Abbasiler, Gazneliler ve Büyük Selçuklular Sünni idi. Osmanlı Sultanı Yavuz'la savaşa tutuşan Şah İsmail bir Türkmen'dir, Sünni ve Hanefi'dir, üstelik bir tarikatın şeyhidir; Hataî mahlasıyla Türkçe şiirler yazmıştır. Safevilerin Şiileşmesi siyasî mücadeleye paralel sürmüştür. İki Türk hükümdarının hedefi cihan hâkimiyetidir, birbirlerine ilettikleri mesaj şudur: Bu dünya iki hükümdara az gelir. Yani biri diğerini sahneden silecektir. Birinin Sünni diğerinin Şii olması, ...... Kaynak : http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1025 Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız. |
|
|
|
|
|
Bu köşenin diğer yazıları;
* Parantez içerisindeki sayılar ilgili köşe yazısına yazılan ters köşe yazılarının sayısıdır. |