İktidarı telaşlandıran, adeta kendi ayağına kurşun sıkarcasına yasamayı yürütmenin emir kulu haline getiren uygulamaların, bırakın Anayasayı, hukukun temel ilkelerine aykırı yasa çıkarmaya zorlayan MİT operasyonunda kırılma noktasının Uluderedeki talihsiz olay olduğu görülüyor.
İçi boş Kürt açılımıyla başlayan, Oslo görüşmelerinin deşifre olması ile tırmanan, KCK operasyonları ve kanlı terör eylemleriyle tepe noktasına varan süreçte sanıyorum bardağı taşıran damla Uludere olayıdır.
KCK soruşturması kapsamında hem savcılık hem de emniyet tarafından yürütülen istihbarat çalışmalarında MİTin KCK yapılanması içinde yer aldığı ve sonu ölümlerle (şehitlerle) biten birçok olayda rol aldığı herhalde bir süre önce ortaya çıkmıştı.
Uludere olayı ise hepsinin üzerine tuz biber ekti..
İktidarın ve kullandığı MİTin güya barışı sağlamak için teröristlerle müzakere planının duvara tosladığı gün gibi ortada.
Uludere olayı bu duvara toslamanın son halkası ve doğal olarak iktidarda panik yarattı. Bu nedenle iktidar Uludere olayını örtbas etmek için elinden geleni yapıyor.
Konuyu, parlak sözlerle yargıya intikal ettirmek, Meclis komisyonu kurup milletvekillerini dağ başına göndermek, ......
Kaynak :
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=431190&Categoryid=4&wid=142
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.