2003 ve 2004'te aynı şeyi yaptılar, Annan Planı görüşmeleri sırasında manşetlere çektiler, Çölaşanlarla Hilmi Özkök'e salvo atışı yaptırdılar, Cumhuriyet mitinglerinde yüksek sesle haykırdılar, Süheyl Batum'la açık bir şekilde dile getirdiler.
"Ordu müdahale etsin..." dediler.
"Ordu neden müdahale etmiyor..." dediler.
Hala diyorlar...
28 Şubat, 12 Eylül yargılanırken, müdahale girişimleri yargı önündeyken, 27 Nisan tartışılırken, hala, askere dayanarak siyaset yapma, askeri müdahaleye ve darbeye davet etme çabalarının sürüyor olması ne garip...
Birkaç gün önce İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal şöyle diyordu:
"Biz zannettik ki günde beş vakit laiklikten söz ederek laiklik korunur. Biz zannettik ki ordumuz var. O güçlü ordu bizi korur. Ben TSK'nın kurumsal kimliğini hep savundum. Biz ......
Kaynak :
http://www.yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=32232&y=AliBayramoglu
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.