Selahattin Duman
17.02.2012
E-Posta
Şükür her şeyi görüyorum.. deyip kendimi görme engelli vatandaşlardan ayırmam; akla ve bilime direnmem üç sene sürdü.. Sonunda pes ettim.. İşbu göz hikâyesini hepinizin başına gelme ihtimali olduğundan ders çıkarasınız diye anlatıyorum..
1950lerden kalma çocuk eğlencesidir..
Seyyar tezgâhın üzerinde tek mercekli, dürbüne benzer bir alet.. Fotoğraf makinesinin gövdesine benzeyen haznesinin içinde bir çark..
Çarkın üzerinde on iki adet resim..
Altmışlı yıllarda o resimlerin yerini renkli dialar alacak.. Düğmeye bastıkça çark dönüyor, senin tek gözün hizasına bir resim denk geliyor..
Artık Kâbenin hac zamanı çekilmiş fotoğrafı mı olur? Kayanın üzerine tünemiş altı balık üstü insan, yarı üryan, deniz kızı mı olur?
Arizonanın çölünde at gezdiren kovboylar mı.. New Yorkun gökdelenleri mi artık senin bahtına..
***
O resimleri beş kuruşa, on kuruşa seyrettiren adam bir yandan fotoğrafın yerleştirildiği bir çarkı kare kare yürütür, bir yandan da potansiyel müşterilere gel gel.. yapmak için bağırırdı..
Al gözüm, seyreyle dünyayı..
Tek ......
Kaynak :
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=431411&Categoryid=4&wid=1
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.