Aman dikkat! |
|
Tweetle |
|
Gündem sabahtan akşama defalarca değişince, insanları (özellikle de yorumcuları) temelden sarsabiliyor. Olaylara sağlam bir iradeyle, kuşatıcı bir nazarla bakılamıyorsa insanlar bir uçtan diğerine savrulup gidebiliyor. Hâlbuki alelacele yapılan yorumlar -tarih şahittir ki- kısa bir zaman sonra yorumcusunu mahcup eder. MİT müsteşarlarının ve çalışanlarının ifadeye çağrılması tabii ki hepimiz için 'şok gelişme'. O yüzden daha neler yaşandığını anlamadan dinlemeden herkes meseleye bir anlam yüklemeye çalıştı. Kimine göre Oslo'da yapıldığı ortaya çıkan MİT-PKK görüşmesi hesaba çekiliyordu. Hâlbuki o görüşmelerin deşifre olmasının üzerinden bir hayli zaman geçmişti. Yargı o günden bugüne (beş ay) neden harekete geçmemişti de şimdi bir savcı bunun hesabını soruyordu? Kısa zaman sonra anlaşıldı ki konunun özü Oslo görüşmesi değil. KCK operasyonlarında ele geçen bilgiler, belgeler MİT'i zan altında bırakıyordu. Sadece belge bilgi de değil; KCK elemanlarının itirafları da devletin çok önemli bir kurumu olan MİT'i zor duruma düşürmüştü. Soruşturma dosyasına giren iddialar korkunç! PKK'lı ya da KCK'lı diye tutukladığınız adamların bir kısmı aslında devlet için 'ajanlık' yapıyormuş. "Olabilir, istihbaratlar böyle çalışır zaten!" denebilir. Eyvallah. Ancak 'haber elemanı' olarak kanlı bir terör örgütünün şehir hücrelerine sızan ve çok sayıda eylemin planlanmasına ve icra edilmesine bizzat şahit olan kişiler olayları ilgili makamlara ...... Kaynak : http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1030 Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız. |
|
Bu köşenin ters köşe yazıları; Hukukta standart sorunu...Meziyet Çiçekçi |
|
|
|
Bu köşenin diğer yazıları;
* Parantez içerisindeki sayılar ilgili köşe yazısına yazılan ters köşe yazılarının sayısıdır. |