Silivrideki kampüs izlenimlerimi yazmaya devam ediyorum. Son görüşmemizi tutuklu tek kadın gazeteci Müyesser Yıldızla yaptık. Yıldızın ayrılırken Arkadaşlar benden istediğiniz bir şey var mı? diye soran sesi herhalde kulaklarımdan hiç gitmeyecek. O kadar samimi o kadar sevecendi ki.
Bizi görüşme salonunda karşıladı. Haber vermişler ve salona getirmişler. Bizi görünce çok sevindi, çünkü kimlerin geleceğini o ana kadar bilmiyormuş.
27 kişilik hücrede
Müyesser Yıldız zaten bir damlacıktı, iyice zayıflamış. Ama yine de sağlıklı görünüyordu. Kimlerle görüştünüz? diye sordu önce, anlattık, çok üzülüyorum onların haline, 8 metrekarelik ıslak hücrelerde kalıyorlar, beni 27 kişilik bir koğuşa tek başıma koydular, bu hiç adaletli değil dedi.
En büyük meşgalesi yazı yazmak. Onun da parmakları nasır tutmuş. Her gün yazıyor, yazıları Facebook sayfasına konuyor. Buraya girmeme neden olan o virüslü e-postayı atanı bir gün mutlaka bulacağım diyor. Hâkimleri bilimsel olarak saptanan bu sahtekârlığa rağmen duyarsız olmakla suçluyor.
Savunma yapmıyor
Benim için 12 Mart milat oldu diyor Yıldız Çünkü o gün yine hiçbir soruma cevap verilmedi, tutukluluğumun devamına karar verildi diye sürdürüyor ve ekliyor Adaleti yerine getirmeyen bir devletin yargısı karşısında savunma yapmıyorum, yapmak istemiyorum o kadar.
Avukatı da yok. Savunma yapmıyorum, avukatları da oyalamak istemiyorum diyen Yıldıza ......
Kaynak :
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=449311&Categoryid=4&wid=142
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.