Abdülkadir Selvi
14.05.2012
E-Posta
Uludere'yi unutma, unutturma diye yola çıktık. Çünkü Uludere aydınlatılamadığı taktirde, devlet içinde milletine tuzak kuran yapının ortaya çıkarılması mümkün değildi.
Susurluk sürecinde en çok duyduğumuz bir savunmaydı, "Devlet, devleti yargılamaz" diye.
Gördük ki, onların devleti faili meçhullerin devletiymiş. Cemal Temizöz'ün 'Beyaz Renosu'na binenin bir daha gelmediği bir düzenmiş. Devlet içinde devlet olmuşlar da bizden ona dokunmamamızı istiyorlarmış.
Onlar bu düzeni bir günde kurmadılar.
1993 yılında Bingöl'de PKK'ya yem olması için silahsız bir şekilde yola çıkarılan 33 erimizin şehit olduğu gün, hesap sorulmadığı için devlet içinde devlet olacak güce ulaştılar.
Her olayda sırtları sıvazlandı, kurşun atanın da kurşun yiyenin de kahraman ilan edildiği süreçlerle beslenip, bu noktaya ulaştılar.
BİNGÖL KADAR ÖNEMLİ
Uludere de o günkü Bingöl kadar önemli bir olay. Karanlık noktası çok. Aydınlatılamadığı taktirde, bir devri karanlığa sokacak kadar güçlü, aydınlatıldığı taktirde kirli yapılanmaya hesap sorulacak denli önemli.
Uludere'yi aydınlatmak için Şırnak savcılığı, Diyarbakır Özel yetkili Mahkemesi soruşturma yürütüyor, ayrıca Meclis'te oluşturulan Uludere Komisyonu da titiz bir çalışma yapıyor.
Türkiye, eski Türkiye değil. Hem siyasi irade hem yargı olayın üstünü örtmek yönünde değil, gerçeklerin ortaya çıkarılması amacıyla çalışıyor. Bu önemli ama yeterli mi?
Elbette ki yetmez. Ne zamana kadar?
DERİN DEVLETİN HAMLESİ
Sorumlular bulunup, cezalandırılana dek.
Çünkü Uludere bir süredir geriletilen, 'Derin devlet'in yeniden inisiyatif kapma hamlesi. Hedef Uludere'nin çocukları değil, Başbakan Erdoğan ve ......
Kaynak :
http://www.yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=32386&y=AbdulkadirSelvi
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.