Abdülkadir Selvi
15.05.2012
E-Posta
Korku şalı kalktı adeta Türkiye'nin üzerinden. Anlatılamamış hikayeler bir bir sökün ediyor, sır dolu sandıklardan.
Ortaya çıkan her yeni bilgi, ezberlerimizi alt üst etmeye yetiyor.
Çünkü bu ülke, "Midas'ın kulakları büyük" diye bağırabilmek için, ıssız kuyuların arandığı devirleri yaşadı.
Darbeleri savunanlara aydın denildiği tek ülke bizimki olsa gerek. Seçilmişler ise "düşükler" onların destekçileri "kuyruklar" ilan edildi.
Darbeyi destekliyoruz demediler elbette ki. O kadar zekaya sahiptiler. "Ama" ile başlayan cümleler kurdular.
28 Şubatçıları yargılamaya kalkıştığımız zaman, "Ama" devreye girdi hemen. "Darbe yapmak isteseler, tanklarıyla, toplarıyla gelir ve yönetimi üstlenirlerdi" dediler.
Tankları da yürüttüler. Zırhlı birliklerin tankları Sincan sokaklarından geçerken Çevik Bir, katıldığı Türk-ABD Konseyi kapanış balosunda, "Sincan'da demokrasiye balans ayarı yaptık" demişti.
Uluslararası camiadan destek bulamadılar, icazet almak için koştukları Amerika ilkel bir yöntemle askeri müdahalede bulunmalarına yeşil ışık yakmadı dedik ama dinletemedik.
28 Şubat sürecinde Andıçla gazetesinden kovdurulan Cengiz Çandar o sırada ABD'deydi. ......
Kaynak :
http://www.yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=32405&y=AbdulkadirSelvi
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.