Yaşadığımız değişim hızlı ve köklü...
Devlet alanının sivilleşmesi, temel hak ve özgürlükler alanının genişlemesi, toplumun laiklikten dindarlığa, tarihten kimliğe pek çok konuda kendisiyle konuşmaya başlaması bu konuda da açık örnekler.
Ne var ki, iş, "siyaset"e gelince, normalleşme bize hala uzak.
"Siyasi alan", gerek siyasi partiler, aktörler ve medya gibi aracılar, gerek topluluklar ve tek tek insanlar düzeyinde "fiili ve sembolik şiddete bulanmış bir çatışma alanı" olarak karşımızda duruyor.
Şüphe yok, demokratik değerler düzeninde "siyasi alan" bundan farklı olmalıdır.
Böyle düzenlerde, siyaset alanının farklı kesim ve grupların buluştukları, konuştukları, ortak kural ve değerler ürettikleri, paylaşım esaslarını tanımladıkları, belli bir gerilim dozuyla rekabet de ettikleri bir yer olması beklenir.
Peki biz?
Siyaset algımız, "toplum-ilke-etkileşim" gibi unsurlar üzerine değil, "topluluk-fayda-çatışma" ......
Kaynak :
http://www.yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=32439&y=AliBayramoglu
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.