Selahattin Duman
22.05.2012
E-Posta
Şairin biri hayatı anlatırken ömür için iki nefes arasına sıkıştırılmış.. benzetmesini yapmış.. İlk nefes bir doğum çığlığından sonra başlar ve hemen herkes için aynıdır.. Son nefes.. ise kendine hastır; hâlden hâle, kuldan kula değişir..
Kuşca canını teslim etmemek için amansızca çırpınan, başını biteviye bir sağa bir sola çevirerek ağızdan sık nefes alan yüzünü seyrediyordum..
Yanı başına kadar çektiğim koltukta çaresizce oturmuş, onun yaşama inadından medet umuyordum..
Tıbbın yapabileceği her şey yapılmıştı..
Umut adına söylenebilecek her şey söylenmişti.. O söylenenleri en küçük bir şansın kalmadığını bile bile dinleyip, günlerdir kendimizi kandırıyorduk..
Mantık çıkış olmadığını söylüyordu, duygularımız ise onu inkâr etme hâlindeydi..
Olur mu canım? Aslan gibi Raşit şuracıkta ölür mü?
Dayımın oğlu ama kardeşten ileri.. En eski çocukluk arkadaşım.. Ömür boyu dostum.. Kart soyadı ile tescilli ailevi inadı da cabası.. Ölebilir miydi?
***
Kader beni ölümle mi imtihan ediyor acaba? Normal bir insanın ömür boyu göreceğinden fazlasını yaşattı.. Sadece gözümün önünde, tanık olduğum cinayet ......
Kaynak :
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=452144&Categoryid=4&wid=1
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.