Uludere için acil durum... |
|
Tweetle |
|
28 Aralık 2011 Çarşamba gecesi Şırnak Uludere'de, Irak sınır hattında, kendi jetlerimizin bombardımanı sonucu 34 insanımızı kaybettik. Olayı takip eden ilk yazımda, yani altı gün sonra 4 Ocak 2012'de bu köşede şunları yazdım: "Ortada büyük bir facia, korkunç bir trajedi var. Milletçe başımız sağ olsun. Bu acı, çilesi bitmeyen milletimizin acısıdır. Siperlerde, dağlarda, karakollarda askerlerimizi şehit veriyoruz. Yolunu bilmedikleri dağlara, ne için sürüklendiklerini anlamadan 'gerilla' yapılıp, ölümleri, bölücülüğün harcına karıştırılan gencecik insanlarımızı kaybediyoruz. Sürüklenmek istediğimiz, bir kardeş kavgasıdır." Sonra Bakanlar Kurulu toplantısının ardından Sayın Bülent Arınç'ın, "kaçakçıların yönlendirilmiş olabileceği, kendilerine bir tuzak kurulmuş olma ihtimalinin bulunduğu" şeklindeki açıklamasının ardından şu soruyu sordum: "Bir tuzak söz konusu ise, tuzağı kim kurdu? Silahlı Kuvvetler'i yanıltarak, kaçakçı kafilesinin, sınırdan ağır silahlarla geçen PKK militanları olduğuna inanılmasını kim sağladı? Oyunu kim oynadı?" Benim cevabım iki şıklıydı: "Bir, derin yapı içinde ayakta duran güç merkezleri, Kürt sorununun çözümü için atılan adımlardan rahatsız. Çünkü terör üzerinden ülkeyi yönetmeye alışmışlardı. Yeni bir demokratik açılım hamlesi gündemdeyken, terörle mücadeleyi zaafa uğratacak bir tezgâh kuruluyor. Böylece, sivil bir anayasa ve demokratikleşme yoluna da dinamit koyuyorlar. Ellerinde tek kalan PKK terörü kozuyla, hükümeti zor durumda bırakmayı hedefliyorlar. "İki, son dönemde ağır zayiat veren, ciddi güç ...... Kaynak : http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1038 Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız. |
|
|
|
|
|
Bu köşenin diğer yazıları;
* Parantez içerisindeki sayılar ilgili köşe yazısına yazılan ters köşe yazılarının sayısıdır. |