Kürtçenin seçmeli dil olmasının değerlendirmesi ve gelem tepkiler tam tahmin ettiğim gibi oldu.
Tahminim şuydu: İktidar çevreleri bunu tarihi bir gelişme olarak sunacaklar; bunu destekleyenlerin kimisi bunu bir devrim olarak bile niteleyecek. Buna karşılık Kürt siyasi hareketi ana gövdesi ve omurgası itibarıyla- bunu çok yetersiz bulmanın da ötesine geçecek. Nitekim, BDP Eş Genel Başkanı Gültan Kışanak, Kürtçenin seçmeli ders olmasını asilimilasyonculuk olarak damgaladı.
İki tavır da, bence, yanlış; tipik bir ifrat-tefrit denklemi durumu. Ortada ne tarihi bir adım devrim kusur kalsın-, ne de asimilasyonculuk var.
Bu ülkede Mardin Artuklu Üniversitesinde Yaşayan Diller Enstitüsü bünyesinde bir Kürt Enstitüsü kurulmuş vaziyette. Muş Alparslar Üniversitesinde ise adıyla sanıyla Kürt Dili ve Edebiyatı bölümü açık. YÖK Başkanı Prof. Gökhan Çetinsaya, bu konudaki yeni talepleri olumlu değerlendirdiklerini ve üniversitelere yeni Kürtçe bölümleri açabileceklerini söyledi.
Bu adımların atılmış ve bu yönde adımların daha da atılacağı besbelli olan bir ülkede, orta öğrenimde Kürtçenin seçmeli ders olarak konulmasının tarihi yönü de kalmamıştır; buna devrim hiç denmez.
Ama, süreçin ne ......
Kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20764031.asp?yazarid=215
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.