Mehmet Ali Birand
19.06.2012
E-Posta
Geçen haftaki Erdogan-Gülen mesajlaşması, Türkiyenin geldiği noktanın ilginç bir resmini çizdi. Fethullah Gülen Hocaefendi, konuşmasıyla kamuoyundaki bir çok algıyı değiştirdi. 2014 sonrası hakkında da soru işareterini arttırdı.
Fethullan Gülen Hocaefendinin son konuşması hakkında herkes bir görüş açıkladı. Yazılar yazıldı, yorumlar yapıldı. Ben de yazı günümü beklediğim için, bugüne kadar diğer yazarların saygıdeğer yorumlarını okumakla yetindim.
Ben olayı farklı bir açıdan ele alacağım.
1. Gülenin Türkiyeden ayrılıp ABDye gitmesinin temelinde iki neden yatıyordu. Bunlardan biri, askerin bir fırsatını bulup tutuklatması; yargı tarafından da, bir daha kafasını kaldıramayacak ağırlıkta bir cezaya çarptırılma olasılığı idi. Gülen, hayatı boyunca hep bu tehdit altında yaşadı ve bir daha aynı duruma düşmek istemiyordu.
2. Sağlığı giderek bozuluyordu ve etrafının da baskısı sonucu, tedavisini de yaptırmak üzere 1999 yılında ABDye gitti.
Şimdi gelelim Cemaat ile AK Parti ilişkilerine.
2003 yılında Cemaatin de tam desteği ......
Kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20791417.asp?yazarid=69
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.