Herkes İDOnun İstanbul Büyükşehir Belediyesine ait olduğu günlerin özlemiyle yanıp tutuşuyor. Kamu elindeyken daha iyi hizmet veren bir işletme, özel işletmenin elinde resmen dökülüyor
Ben 80li yılların sonundan itibaren özelleştirme propagandalarına maruz kalmış biriyim.
Bu nedenle kulaklarımda hep şu cümleler çınlar:
Özelleştirme hizmet kalitesi getirir.
Özelleştirme ucuzluk getirir.
Özelleştirme rekabet getirir.
Özelleştirme tekelleşmeyi önler.
Özelleştirme iyidir.
Özelleştirme güzeldir.
Biz büyüklerimizden böyle işittik.
ALTERNATİFİ YOK
Kulaklarımda çınlayan bu cümleler eşliğinde bakıyorum İDO özelleştirmesine
- KALİTE: Hizmet kalitesi fena halde düştü. ıskelelerde yığılmalar var. Organizasyon bozuklukları had safhada
Tüketici şikâyetleri alıp
başını gitti.
- UCUZLUK: Tek amacı daha fazla kazanç olan İDO, getirdiği bin türlü numaracı yöntemle işleri karman çorman etti. Bileti önce alan daha ucuz alır ya da daha fazla para verene daha konforlu seyahat anlayışıyla eller sürekli müşterinin cebinde
- REKABET: Ne rekabeti! Adamlar tek tabanca olmanın verdiği sonsuz rahatlıkla müşterinin şikâyetlerine kulaklarını kapatmış durumdalar. şapkadan tavşan çıkarmaya doyamıyorlar.
- TEKELLEŞME: Yalovadan Yenikapıya başka bir deniz otobüsü firması olsa anında oraya kaçacak binlerce kişi var. Fakat el mecbur katlanıyorlar İDOya
......
Kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20831206.asp?yazarid=131
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.