Mehmet Ali Birand
07.07.2012
E-Posta
Hüseyin Çelik in önceki gün Radikal Gazetesi ne verdiği demeci okudunuz mu? Nihayet, biri çıktı ve doğruları anlattı. Ruhban okulunu kapılı tutmanın hiç bir anlamı olmadığını söyledi. Peki, ne bekliyoruz hala? Kendi vatandaşlarımıza neden eziyet ediyoruz?
Ben şimdiye kadar Ruhban Okulu konusunda bir iktidar partisi mensubundan böylesine net ve açık bir yaklaşım görmedim.
Bravo Hüseyin Çelike... Kapatılması da hataydı, şimdi açılmaması da... dedikten sonra bakın nelere dikkat çekti. Üstelik konuşan kişi, Milli Eğitim Eski Bakanı, bugünün AK Parti Sözcüsü ve Genel Başkan Yardımcısı:
...Açılması önünde hiçbir yasal engel yok... İstenirse 24 saatte faaliyete başlayabilir... Bu okul Lozan Anlaşmasıyla verilmiş bir haktır... Açılmaması için ileri sürülen gerekçelerin de geçerliliği yoktur...Milli Eğitim Bakanlığına bağlı orta öğretim kurulması isteniyor.... Her yönüyle makuldur... Karar alınması yeterlidir...
Doğruları anlatmış...
En önemlisi, Hüseyin Çelik, Ankaradaki bürokratların yıllardır tutturdukları Karşılıklılık yaklaşımına da karşı çıkıyor. Biz Ruhban Okulu nu açalım, siz de Atina ya cami yapın veya Batı Trakya da müftü şeçiminin yöntemini değiştirin derdik. Oysa, Ruhban Okulu bizim kurumumuzdur. Bizim vatandaşlarımıza hizmet vermekle yükümlüdür. Patrik bizim vatandaşımız, bizim insanımızdır.
Hüseyin Çelik ......
Kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20934331.asp?yazarid=69
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.