Selahattin Duman
07.07.2012
E-Posta
Başlığı Kasabalının eline düşen şehir diye düzeltmezsek İstanbula haksızlık olacak ama ne yapalım? İşin aslı böyle.. Üç imparatorluğun başkentine kasaba formu vermek için yarışan İstanbul âşıklarının(!) bunları bilmesi gerek..
Kievde tek bir gecekondu yok.. TOKİ işi, çay kutusu veya peynir kalıbı dizaynlı tek bir yapı yok..
Yarım akıllı mimarların kendini ispat derdiyle abuklaştırdığı yapılar da yok..
Şehir ya geçen yüz yıldan kalma binalarla şekillendirilmiş ya da nehrin öte yakasındaki modern binalarla..
Bizim Perada tek tük kalmış apartmanların kat kat iyisini, süslüsünü, göz alıcısını burada görebilirsiniz..
İnsan, iki tarafı müzeyyen binalarla dolu bir sokakta yürürken başını hangisine çevireceğini şaşırıyor ve aklına Hey Allahım! Nedir bizim ahalinin bu estetikten nasipsizliği? diye söylenesi geliyor..
***
Bizim çokça Perada, daha seyrek olarak da Nişantaşında görüp şaşırdığımız binalar için yatıp kalkıp Paranın azıttığı Mısır zenginlerine.. dua etmemiz gerek..
Onlar da olmasa memleketin tamamı, çok bilmiş taşeronların elinden çıkma beton kütlelerle dolacaktı..
1800lü yılların ......
Kaynak :
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=462880&Categoryid=4&wid=1
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.