SEVGİLİ okuyucularım, varsayalım sizin güzel bir eviniz var ve bunu kiraya veriyorsunuz. Evin içinde çok değerli çeşitli eşyalar ve mobilyalar var.
Antikalar, koltuk takımları, halılar, fırın, buzdolabı, çamaşır makinesi, yatak odası, mutfak takımları…
Evin hiçbir eksiği yok, fazlası var.
Günün birinde bir Arap kiracı geliyor ve evinizi kiralamak istiyor. Başka talipler arasında, torpilli olduğu için onu tercih ediyorsunuz.
Sözleşmeye belli bir tahliye süresi koyup karşılıklı olarak imzalıyorsunuz.
Kiracı o tarihte evi tahliye edecek, size ait olan tüm eşyalarıyla birlikte bırakacak.
Sonrasında belki yeni bir kiracı arayacaksanız, belki de evde kendiniz oturacaksınız.
Ama günün birinde vaziyete uyanıyorsunuz:
Kiracınız, evin değerli eşyalarını size haber vermeden satmaktadır!
Önce buzdolabı, arkasından salon takımları, sonra öteki eşyalar birer birer satışa sunulmaktadır.
Tepki göstermez, hakkınızı aramaz mısınız?
Burada bugüne kadar defalarca yazdığım bir konuyu bir kez daha gündeme getireceğim:
Bugünkü Telekom yönetimi, ulusal varlığımız Telekom’un içini boşaltıyor!
Aynen yukarıda örneğini verdiğim mobilyalı kiralık ......
Kaynak :
http://www.ilk-kursun.com/haber/111086
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.