Suriyenin Türk jetini nasıl düşürdüğü tartışması, yeni bir iç politika gerginliğine vesile oluyor.
Eğer, daha ilk gün ortaya çıkıp, uçağımız füzeyle ve uluslararası hava sahasında vuruldu demeseydiniz, sorun yoktu. Genelkurmay, uçağın üzerinde füzeyle vurulduğuna dair bir iz olmadığını açıkladı.
Eğer füzeyle vurulmamışsa bizim Genelkurmayın açıklamasından o sonuç çıkıyor- ve uçaksavar ateşinden isabet almışsa, Suriye sınırından 13 mil ötede düşmesi neredeyse imkansız, O mesafede hedefi vuran bir uçaksavar mermisi icat edilmedi çünkü.
Başbakan, dün, uçağın 13 mil ötede vurulduğunu ama 8,5 mil öteye (yani Suriye karasuları içine) sürüklendiğini açıkladı. İmkansız da değil ama mantıklı da gelmiyor.
Kim yaptırdı hükümete olayın hemen ardından o açıklamaları? Uludere sonrasında kim yaptırdıysa, aynı odaklar mı?
En can alıcı konularda şeffaflık ve hesap verebilirlikten uzaklaşırsanız, ister istemez, inandırıcılığınız da zaafa uğramaya başlar. Haklı olduğunuz konularda bile.
Bu durumun en çarpıcı örneklerinden biri Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu. Daha geçen hafta, liberal, İslamcı, ulusalcı çevrelerin Suriye ......
Kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20964981.asp?yazarid=215
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.