Muhafazakârlık; ne idik, ne olduk... |
|
Tweetle |
|
Bugün Ramazan'ın ilk günü. Ramazan sadece oruç ayı değil, aynı zamanda bir muhasebe ayı. İnsan her yaşta dünyayı, hayatı, kâinatı farklı algılıyor. Ruh dünyamız itibarıyla hepimiz farklıyız. Çok güzel bir söz var; her insan tek nüsha kitap gibidir... Ancak o kitaba yazdıklarımız değişebiliyor. Pişmanlıklarla, derslerle, tecrübelerle, tövbelerle silinen satırlar, yırtılıp atılan sayfalar oluyor. Kitabın bitiş bölümü çok önemli. Söz öyle; ne oldum deme, ne olacağım de... Ramazan'da müminler esaslı bir muhasebe yapabilmeli. Ne idik, ne olduk? Ne oluyoruz? Kıştan bahara kavuştuğumuz bugünlerde yapacağımız muhasebe, hem anlamlı hem de önemli. Bizim nesil, son on yılda hayal bile etmediği bir yere geldi. Ama bir yandan da yaşlarımız, ikindi güneşinin batmaya doğru gidişini hatırlatıyor. Bu yaşta kendini bilenler için dünyanın cazibeleri, ışıltılarını çoktan kaybettiler. Gözler mezarlıklara takılırken, dünya ile ilgili hırsların, beklentilerin boş olduğuna, artık nefsimiz de itiraz etmiyor. Şahsen benim kulaklarımda hep; "Allah ile irtibat olmadıkça hayat kocaman bir yalan, sıfıra sıfır elde var sıfır..." ihtarı çınlıyor. Muhasebe yoluna girince, kendime şunu sordum: Dinden, İslam'dan ne anladın? Önce insan olmayı, insanlığa yükselme gayretini anladım. Adil davranmayı, hakperestliği, tevazuu, hoşgörüyü, dürüstlüğü ve güvenilir olmayı anladım. Peygamberimiz'in (sas) "Ben güzel ahlâkı tamamlamak üzere geldim." ...... Kaynak : http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1038 Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız. |
|
|
|
|
|
Bu köşenin diğer yazıları;
* Parantez içerisindeki sayılar ilgili köşe yazısına yazılan ters köşe yazılarının sayısıdır. |