SEVGİLİ okuyucularım, aylardan beri Suriye ile yatıyoruz, Suriye ile kalkıyoruz. Bizim iktidar tosuncukları ve onların yandaş-yalaka medyası bülbüller gibi şakıyor:
“Esed gidici. Esed’in işini bitiriyoruz…”
(Adam geçen yıla kadar Tayyip’le öpüşüp koklaşırken adı Esad idi! Hangi mantıkla olduğu bilinmez, şimdi adını değiştirip “Esed” yaptılar.)
Hükümet Suriye konusunda yanlış ata oynadı.
ABD’nin bölgedeki taşeronluğu görevini üstlendi, bizimle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir olaya balıklama dalıp Esad rejimini yıkmaya yeltendi.
Şu anda Türkiye’de 40 bin dolaylarında Suriyeli sığınmacı var. Bunlar siyasi sığınmacı falan değil. Pek çoğu bölgede yaşayan fakir fukara köylüler. Kadın erkek, çoluk çocuk, Türkiye, Ürdün, Irak, Lübnan gibi çeşitli ülkelere gittiler. Hepsinin bir umudu vardı:
“ABD ve Avrupa bizi sığınmacı kabul eder, bize iş verir, aş verir ve o ülkelerde adam gibi yaşarız!”
Bizdeki yaklaşık 40 bin kişi Gaziantep, Kilis ve Hatay’daki kamplarda yaşıyor. Onlar için kesenin ağzını açtık. Van’da deprem yıkımına uğrayan yurttaşlarımızdan esirgenen olanaklar, ABD’nin gözüne girebilmemiz için Suriyelilere sağlandı .
Çadırkentler kuruldu, konteynerler getirildi, yeni binalar yapıldı, kamplarda okullar ve mescitler açıldı. Bunlara her gün üç öğün ......
Kaynak :
http://www.ilk-kursun.com/haber/112459
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.