Abdülkadir Selvi
30.07.2012
E-Posta
Halep'teki çocuğun gözünde gördüm o korkuyu.
Ölümden beter bir korkuydu.
Van depreminde Erciş'te enkazın altından çıkarılan "Yunus"un bakışı vardı Halepli çocuğun gözlerinde.
Çaresizliğin bakışıydı o...
Ya da Suriye gerçeği.
Son olarak İsrail, Gazze'de Filistinlilere karşı kullanmıştı, misket bombalarını.
Esed de kendi halkına karşı.
Suriye'deki Kürt varlığı bizim de kimyamızı bozdu.
Öcalan posterleri açan PYD'nin taşkınlıkları karşısında, Halep'te yaşanan katliam görmezden geliniyor.
Sanki, bölgeye, "Ceziret-ül Arap" dememiş, resmi kayıtlarına, "Kürdistan" olarak geçirmemiş bir imparatorluğun bakiyesi değiliz.
Kürt denilince, aklımıza ilk olarak bölünme geliyor.
İnanç derinliğimize ve tarihi sürekliliğe sahip, bakış açısı yerine, "Kürt fobisi" üzerine kurulu bir anlayış söz konusu.
Bu coğrafyada en fazla Kürt nüfus barındıran bir millet olarak, artık bir ayrım yapmak zorundayız.
Biz Kürt'ten mi rahatsız oluyoruz, yoksa Kürt sorununu kullanan PKK ya da ......
Kaynak :
http://www.yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=33407&y=AbdulkadirSelvi
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.