İstanbulun hâli perişan. Biri Boğazda biri Haliçte iki köprünün bakıma alınması zaten beter olan trafiği korkunç bir çileye dönüştürdü.
Bütün bunlar ne yazık ki İstanbulun bir sahibi olmadığı için yaşanıyor.
Eğer İstanbulun başında bir vali, bir emniyet müdürü, bir trafik müdürü ve bir belediye başkanı olsaydı ve o makamları işgal edenler akılla, bilimle çalışsaydı 15 milyon İstanbullunun çilesi bu kadar büyük olmazdı.
Hiçbir ön hazırlık yapılmadan yol inşaatlarına girişildi.
Vatandaşa ne alternatif yol gösterildi, ne yollarda bir düzenleme yapıldı.
Sadece şeritler kapatıldı, halk kendi hâline bırakıldı.
Ama trafik bir bilimdir.
Trafiği yönetmek de bir bilimdir.
O halde bu işi yapanların da bilimsel çalışmaları gerekir.
Oysa bizde, hâlâ babadan kalma usullerle çalışılıyor.
Alınacak çok basit önlemlerle trafik çilesinin en az üçte bir oranında hafifletilebileceğini rahatlıkla söyleyebilirim. Onu yarın yazacağım.
Ama bugün yöneticilerin işbilmezliği yüzünden kaçırılan büyük fırsatı anlatmak istiyorum.
Güya İstanbulu yönetenler, o kadar hazırlıksızdı ki köprülerde şeritler kapatıldığı an İstanbul cehenneme döndü.
Ne yapacağını bilemeyen sözde yöneticiler çaresizlik içinde kıvranırken, gerekli olmayan geçici bir çare bile Başbakanın talimatıyla bulundu.
Başbakan İstanbul halkı ......
Kaynak :
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=469670&Categoryid=4&wid=142
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.