SEVGİLİ okuyucularım, ülkemizde neler olduğunu ve neler yaşandığını hep birlikte izliyoruz….
e izlerken yüzümüz kızarıyor.
Kendi adıma söyleyeyim, ben bugüne kadar gelmiş geçmiş her iktidarı eleştirmiş bir gazeteciyim.
Hiçbir iktidara yalakalık yapmadım, övgüler düzmedim, asla yandaş olmadım.
Bundan onur duyuyorum çünkü gazetecinin görevi eleştirmektir.
Övmek, yandaşlık yapmak kolay iştir.
Size “Ödülünüzü (!)” şu veya bu biçimde mutlaka verirler. Bakanlara telefon açarsınız, karşınıza çıkarlar.
Bir ricanız vardır, bir yakınınızın sorunu vardır, mutlaka çözerler.
Rica ettiğiniz yakınınızı işe alırlar.
Özellikle dış gezilerde sizi “Sayın büyüğümüzün” uçağına davet ederler.
Gidersiniz, konuşursunuz, kendisiyle baş başa fotoğraf çektirme
“Onuruna (!)” erişirsiniz!
Yandaşlık, yağcılık, yalakalık kolay iştir ama bir tutam onuru olan bir gazeteci bunu yapmaz.
***
Evet, bugüne kadar her iktidarı eleştirdim çünkü hiçbiri bu ülkede adam gibi icraat yapmadı.
Hepsi bir ölçüde kendi siyasal ve parasal çıkarlarının peşinde oldu.
Şimdi geçmişe şöyle bir bakıyorum, eleştirdiklerim arasında kimler var:
Demirel, Ecevit, Erbakan, Çiller, Yılmaz, Özal, askeri yönetimler ve ötekiler…
Bazen düşünüyorum:
“Acaba bugünküleri gördükten sonra ötekilerden özür dilemem mi gerekir!”
Size çok basit bir örnek ......
Kaynak :
http://www.ilk-kursun.com/haber/114260
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.