Dersimin ruhu, en yürekli sesi denilebilecek bir milletvekili Hüseyin Aygün. CHP Milletvekili. Kişiliği, düşünceleri ve duruşu, hangi partiden milletvekili olduğundan daha önemli.
Hangi milletvekili kaçırılsa, bu, bunu yapan bir silahlı örgüt için başlıbaşına ve kendi mantığına uyan bir propaganda kozudur ama kaçırılan kişi, 12 Ağustos 2012 günü Dersimde kaçırılan Hüseyin Aygün olursa, bu, PKKya yönelik öfkeyi, tepkiyi hatta nefreti katmerli bir şekilde katlayacak bir eylemdir.
Yani, bunun PKKnın işine yaramayacak cinsten bir propagandif yönü olmalı. Düşmanları düşman kalmaya devam edecek. Nötr duranlar kendisinden uzaklaşacak. Yandaşları, BDPlilerin Hüseyin Aygün olayıyla içine itildikleri durumda olduğu gibi bir açmazda kalacaklar. İktidar partisinin lideri, CHPyi ve BDPyi PKK ile aynı çuvalın içine sokup sallayan söylemde o kadar ileri gitmişti ki, Ak Parti ve devlet, Hüseyin Aygünün kaçırılmasına ilk bakışta- bigane görüntü veriyor.
Böyle bir durum, şiddetin tırmanmasından kendi hesaplarınca medet uman ve işi Hüseyin Aygün kimliğindeki bir milletvekilini kaçırmaya varacak kadar pervasızlaşan PKK ile güvenlik öncelikli alışılmış devlet politikasını sürdürmeye öncelik veren iktidarı bileşik kaplar haline getiriyor.
PKK, şiddet tırmanışından yana. Bu politikasıyla, iktidarın PKKnın devletin sillesini yemesi gerekir; onunla başka bir dille iletişim kurulması mümkün değildir politikasına haklılık ve meşruiyet sağlıyor. PKK, iktidarın (ve devletin) kendisine verdiği bu türdeki reaksiyondan fevkalade memnun. O da bunun üzerinden kendi meşruiyetini üretmeye bakıyor. Kan dansı bu.
Yani, taraflar birbirlerini besliyorlar. Bir kısır döngü içinde birbirlerinden memnun halde dans ediyorlar.
Bu gibi durumlar, ......
Kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21224713.asp?yazarid=215
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.