METRİS: Şöyle bir baktım: Metrisin önü bir uzun alan değildi. Metrisin önünde kahveler de yoktu... Aşinası olduğum Metris dili ve edebiyatı inceden zedelendi yani...
MUKAYESE: Silivri Cezaevine girişteki zorlukların derecesi 10 ise Metris Cezaevine girişteki zorlukların derecesi 7dir... Yine göz taraması, yine üst araması, yine kemer çıkarması falan...
AÇIK GÖRÜŞ: Adalet Bakanlığının izniyle açık görüş yapacağız Cüppeli Ahmet Hoca ile... Geniş, ferah, büyük bir salona aldılar beni... Bekliyorum Hoca gelsin diye...
İŞTE HOCA: Elinde iki adet meyve suyuyla göründü Hoca... Televizyon ekranlarındaki kadar şık değildi... Hoş geldin muhterem dedi... Ve karşıma oturdu... Şeker hastasıyım, bunları hep yanımda bulundurmak zorundayım dedi ve elindeki iki adet meyve suyunu koydu masanın üstüne...
HOŞBEŞ: Senin İsmailağa geçmişin var mı? diye sordu Hoca... Yeşilcami Kuran Kursu geçmişim var dedim. Ortak tanıdıklar üzerine konuştuk...
İTİKAT: Sonra beni de şaşırtan bir soru geldi Hocadan: İtikat açısından ne durumdasın? Cevap verdim: İtikadımız sağlamdır hoca. Rahatladı ya da rahatlamış göründü. Şöyle dedi: İyi o zaman... Her şeyi konuşabiliriz.
SUNUM: Başladı anlatmaya... Ama ne anlatma! Makineli tüfek gibi konuştu Hoca... Süre kısıtlı, her şeyi anlatmam lazım diyerek izah etti bu tutumunu... Bir saat boyunca çerçevesi zekice çizilmiş bir sunum yaptı bana... Hakkındaki suçlamaları önce dini açıdan ele aldı... Ayetlerle, hadislerle, sahabe hayatından örneklerle kendisini haklı çıkardı... Ardından ......
Kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21238222.asp?yazarid=131
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.