Önce bi özet geçeyim... Natoya girdik, coniler bize girdi.
İzmir Çiğliye Toki apartmanı yapar gibi, betonarme iskeleler diktiler. Ahali merak etti, bu ne? Salça fabrikası kurucaz, domates kurutucaz dediler. İskeleler bitti, getirip 18er metre boyunda boru gibi bi şeyler kondurdular. Ahali gene merak etti, bu ne? Minare dediler. Evet, minare dediler. Gel gör ki, bu minarelerden ezan mezan okunmuyor, tel örgüyle çevrili, kapısında kurt köpekli Amerikan askerleri nöbet tutuyor. Ahali gene merak etti, hani minareydi? Minareden vazgeçtik, bunlar İbrahim dediler! IRBM yazıyordu kenarında, intermediate range ballistic missile kelimelerinin baş harfleri, orta menzilli balistik füze... Jüpiter füzesiydi, Sovyetleri vurmak için... Üstüne, Türk bayrağı monte ettiler, IRBM canım, Ege şivesiyle İrbaam, İbrahim yani diye kakaladılar.
Ahaliye Çiğlide minare filan derken, iki bin TC vatandaşını ABDye götürdüler, Nasanın Cape Canaveral uzay üssünde eğittiler, bi Jüpiterin deneme atışını yaptırdılar. Baktılar ki, bizimkiler iyi fırlatıyor, aferin dediler, Çiğlideki minareleri, güya Türk Silahlı Kuvvetlerinin emrine verdiler. Minicik bi şartları vardı, füzelerin anahtarı Amerikalı subaylarda duracaktı! Minareyi döşeyen, kılıfına da ......
Kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21246540.asp?yazarid=249
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.