NİSA Suresi... 75. Ayet...
Şöyle:
Size ne oluyor da ey rabbimiz, bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, katından bize bir yardımcı ver diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğruna savaşa çıkmıyorsunuz?
Suriyede Baas rejiminin elinde iki ay esir kalan gazeteci Adem Özkesenin Hürriyete verdiği bilgiye göre...
Afganistan dağlarından Çeçenya steplerine...
Bosna tünellerinden Suriye kentlerine...
Birbirinden farklı coğrafyalarda zalimlere karşı savaşan mücahitler, işte bu ayeti okuyarak motive oluyorlarmış.
Alıyorlarmış ellerine silahlarını, dere tepe aşarak koşuyorlarmış Müslüman kardeşlerinin yardımına... Zulüm bitince ülkelerine dönüp normal hayatlarına devam ediyorlarmış.
Ta ki yeni bir zulme kadar...
Ne güzel bir masal bu!
Düşünsenize:
Nerede zulüm varsa atlarına atlayıp zulüm ülkesine giden ve Allah rızası için mazlumlara yardım eden bir cihatçı grup var.
Allahuekber diye bağırsak yeridir. Ama bağıramıyoruz.
En azından ben bağıramıyorum.
Tabloya bir bakalım:
Ne zaman çıktı bu cihatçılık geleneği?
Afgan Cihadında...
Yani ABDnin Sovyetlere karşı çizdiği direnme hattında...
Sonra Çeçenya...
İşte yine ABDnin en azından yüz ekşittiği bir alan...
Sonra Bosna...
İşte yine ABD politikalarıyla örtüşme...
Yanlış anlaşılmasın!
Afgan direnişi de, Çeçenya direnişi de, Bosna direnişi de sonuna kadar haklı direnişlerdi.
Üçü de zalime karşı başkaldırış idi... Ama üç direnişin de Amerikan desteğini alması, üç direnişin de Batı politikalarının ilgi alanına giren coğrafyalarda gerçekleşmesi, üç direnişin de en azından ABDden ......
Kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21311811.asp?yazarid=131
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.