Bir yanda şiddet, terör. Öte yanda otoriter bir dil... Sıkışık bir ortam. Askerileşen zihinler. Şiddeti siyasi değer haline getiren iki yanlı sert milliyetçi refleksler...
Peki çıkış nedir? Tavır ne olmalı?
Gazetelerdeki bir haberden yola çıkalım...
Haber BDP Eş Başkanı Demirtaş'ın
şu sözleri:
"Çukurca-Şemdinli arasındaki 400 kilometre PKK'nın kontrolü altında. Operasyonu ordu değil, PKK yapıyor. Ordu karakollara havadan lojistik destek götürebiliyor..."
Bunlar, şiddeti siyasi bir değer olarak gören, savaşa taraf, öncelikle Kürtlere konuşan bir "savaş siyasetçisi"nin sözleridir.
Siyaset karşısında ölümcüllüğü ifade eden bu tutum, aynı zamanda çıkış aradığımız sorunun özüne, "şiddet meselesi"ne, "şiddet-siyaset ilişkisi"ne işaret eder.
Kaynak :
http://www.yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=33824&y=AliBayramoglu
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.