Siyasetin ana eksenini çatışma oluşturunca, güç merkezli tahlil, tavır ve beklentiler öne çıkar.
"Devlet", "siyaset"in önüne geçer; iç sorunlar, iç dinamikler ikinci plana düşer.
Devlete endeksli siyaset algısı doğallaşmaya başlar. Toplumdaki görüşler kutuplaşır, kutuplar homojenleşir.
Hele bir de Türkiye gibi, toplum, siyaset ve özgürlükler alanının sınırlı, ataerkil zihniyetin egemen olduğu bir toplumda, üstelik "Batı-Doğu kimliklerinin fay kırığı" hattı üzerinde yaşıyorsanız, bu tablo daha da koyulaşır...
Koyulaşınca da iç sorunlar, tıkanıklıklar, kronik akıntılar unutulur. Ve herkesin figüran olacağı bir güç oyunu yaratılır. Sıcak toplumsal sorunlar, özgürlük, demokrasi, laiklik, vatandaşlık, yoksulluk sorunları bile bu güç arayışına kilitlenir; beteri alabildiğince bu ......
Kaynak :
http://www.yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=33846&y=AliBayramoglu
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.