Ahmet Taşgetiren
28.02.2012
E-Posta
Bugün 28 Şubat. 28 Şubat sürecinin önemli boyutlarından birisi YAŞ tasfiyeleri idi.
Tasfiye mantığı şöyle işlerdi:
- Biz kimsenin dini ile inancı ile uğraşmayız. Ancak, ordu içinde, bağlı bulunduğu cemaat sebebiyle hiyerarşi dışı yapılanmaya gidenler var, onları tasfiye ediyoruz.
Bu mantığı tanıdınız mı?
"Otonom güç" tanımlaması ve ardından gelen "Tasfiye" beklentisi işte tam da budur.
Cumartesi günkü Ali Bayramoğlu sütununu okuyanlar, onun, yüzüne tuttuğum aynayı izah etmek yerine, ondan ürkerek "Taşgetiren gibiler vs..." diyerek, şahsıma yönelik saldırı ve öfke kusmayla karşılaştılar...
Oysa daha soğukkanlı bir izah, daha sağlıklı olurdu.
Öfke aklı giderir, bu ölçüde olanı ise insanda sağduyu da bırakmaz.
Lütfen sakin ol, dostum!
Ne yapmışım?
28 Şubat'ta Ali Bayramoğlu'nun arkasına saklanmışım.
Bunu yazmak için insanın, gerçekten iz'an denen çizgiyi kaybetmiş olması gerekir.
Bakın ......
Kaynak :
http://gundem.bugun.com.tr/bayramoglu-ve-otesi-185335-makalesi.aspx
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.