Mehmet Ali Birand
04.09.2012
E-Posta
Türkiye bütün yaz boyunca neredeyse sadece, PKK ve Esad'ı konuşarak geçirdi. TV ekranları ve Gazetelerin manşetleri kan doluydu. Her ikisi de, sanıldığı gibi kolayca teslim olmayacaklarını, etrafa daha çok çektireceklerini gösterdiler. Toplum, gerçekten nelerin yaşandığını ise, bir türlü anlayamadı. Her kafadan bir ses çıktı. Önüne gelen strateji uzmanı kesildi.
Geçtiğimiz ayların bir bilançosunu yapalım ve kendimizi aldatmadan, sonuçların nasıl algılandığını cesurca inceleyelim. Zira terör açısından son 14 yılın en kötü yazını geçirdik.
1999' da Öcalan'ın yakalanmasından bu yana, PKK hiçbir zaman böylesine bir gövde gösterisi yapmamış, gündemi böylesine eline geçirmemişti. Medya bu gelişmeleri ne kadar abartmamaya çalışsa dahi, öyle olaylar yaşandı ki, iç ve dış kamuoyunda önemli izler bıraktı.
Hiçbir şey olmamış gibi davranabilecek durumda değiliz. Paniğe kapılmaya, mücadelenin kaybedildiği veya ülkenin bir bölümünün elden gitmek üzere olduğu gibi, gerçekleri yansıtmayan görüşlere katılmaya da hiç gerek yok. Bu yaz aylarında yaşananlar, yeni bir döneme girildiğini ve bu silahlı mücadelenin daha uzun yıllar süreceğini gösteriyor, o kadar.
Nisan- Ağustos arasındaki 5 aylık rakkamlar zaten kendi kendine konuşuyor:
- 100'e yakın küçüklü-büyüklü saldırı yaşandı.
- 78 asker, 5 polis, 7 korucu, 12 sivil ......
Kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/21376105.asp?yazarid=69
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.