Nefret söylemi, farklı kimliklere, farklı inançlara yönelik aşağılama, küfür, şiddet hali ve davetidir. Ve bu diyarda Ermeni, Musevi, Alevi, Kürt, hatta Müslüman ve diğer kimlikler bundan nasibini alır.
Nefret söylemi Türkiye'de belli bir çıtanın altına hiç düşmez.
Ancak zaman zaman ani çıkışlar yapar.
Bu çıkışlar nedensiz değildir...
Bu çıkış dönemleri ülkedeki siyasi konjonktürle yakından ilişkili olur. Nefret söylemi kimilerinin silahı haline dönüşür, güç kavgalarının, siyasi hedeflerin taşıyıcısı haline gelir...
2000'li yılların nefret söylemi, hatta nefret politikalarının parçası haline getirilen misyonerlik meselesi ve misyoner avı buna açık örnektir.
Bugün o tarihte neler yaşandığını ana hatlarıyla biliyoruz...
Milliyetçiliğin yükseltilmesiyle AB karşıtlığının beslenmesi, bunun rejim krizi arayışı ve hükümet karşıtlığıyla iç içe sokulması sonuç ......
Kaynak :
http://www.yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=33924&y=AliBayramoglu
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.