Sevgili okuyucularım, biz köşe yazarları için her gazetede bir kural vardır:
Yazınızı mümkün olduğu kadar erken bir saatte yazıp Yazı işlerine geçeceksiniz…Çünkü onların da yapması gereken önemli işler vardır.
Gazetenin sayfaları ona göre
bağlanacak ve baskı işlemi
başlayacaktır. Sizin ağırdan
almanızı hiç kimse bekleyemez.
Bu yazıyı dün saat 18
dolaylarında, bana göre biraz geç bir saatte yazıyorum. Konu elbette Balyoz Davası’nda verilecek karar olacaktı.
Ama gelin görün ki, karar ancak bu saatte açıklandı. Gözümüz haber merkezlerinde, bütün
arkadaşlarımız ve Silivri’deki
muhabirler uyarılmış, açıklama
yapıldığı anda bizi uyaracaklar ve yazılar ona göre yazılacak.
Fakat mahkemeden ses yok! Sürekli olarak ara veriliyor,
yeniden içeri çekiliyorlar.
Sanıklara ve mahkemede kararın açıklanmasını
bekleyen sanık yakınlarına, iki günden beri adeta manevi
işkence yapıldı.
(Burada bir parantez açıyorum. Dün Ankara’nın göbeğinde bizim büronun olduğu semtte elektrikler yine saatler boyu kesikti.
Yarabbim, bu ne
rezalettir. Adına EnerjiSA denilen sorumsuz şirketi arıyoruz, muhatap yok… Ve bizim dünya ile
ilişkimiz kesik durumda. Bilgisayarlar, faks,
televizyon, her şey kesik! Parantezi kapıyorum.)
* * ......
Kaynak :
http://www.ilk-kursun.com/haber/119872
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.