Yıldızlarımız çarpışmaz! |
|
Tweetle |
|
Allah, varlık, insan, tarih, hayatın anlamı, yaratılışın hikmeti, mebde-mead ve fiillerimizin ahlaki değeri konularında bilgi (ilim) sahibi olmak isteyen bir ilim talibinin yöneldiği birkaç gaye vardır: Hakikat'e ulaşma çabası (Nazari-teorik ilke); elde edilen bilgiyle yaşama azmi (Ameli-pratik ilke); doğru ilmi bir bütün ve kendi tabii hiyerarşileri (itikad, ahlak, ibadet, muamelat ve ukubat) takip edilerek toplu(m) halinde yaşanması mecburiyeti (Ahkamı tatbik ilkesi); bilgiyi ve ahlaki erdemleri aktarma görevi (Tebliğ, irşad ve Emri bi'l ma'ruf-Nehyi ani'l münker ilkesi); zorba ve sömürücülere, Daru'l İslam'ın bağımsızlığına ve zenginliklerine göz diken harici düşmanlara karşı koyma vecibesi (Hak'ka ve halka karşı sorumluluk olan cihad ilkesi.) Bu beş ilke arasında öncelik ve önem konularında farklı tercihler yapılmıştır. Kimine göre sosyal ve siyasi hedeflere ulaşıldığında diğerlerinde de maksad hâsıl olacaktır. Genellikle İslamcıların siyaseti öncelemeleri bu fikirden kaynaklanır. Bunun kurucu fikri Cemaleddin Efgani'ye aittir. Maksadın yukarıdan aşağıya doğru değil, aşağıdan yukarıya doğru ve köklü eğitimle hasıl olacağını düşünenler ise, ruhi ve manevi reformları, iman ve ilim eğitimini esas almışlardır. Bunun da kurucu fikri Muhammed Abduh'tur. Bu iki ana akım Sünni ve Şii dünyada hâlâ paralel olarak varlıklarını devam ettirmektedirler. Bazı âlim ve mütefekkirler ya da cemaat ve gruplar her iki dönemi kendi hayatlarında yaşamışlardır. Mesela Said Nursi Hazretleri bunun tipik misalidir. Üstad siyasi ve içtimai hizmeti öne çıkaran kimliğiyle Mütareke yıllarına kadar Cemaleddin Efgani'nin çizgisinde iken (Eski Said), ...... Kaynak : http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1025 Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız. |
|
|
|
|
|
Bu köşenin diğer yazıları;
* Parantez içerisindeki sayılar ilgili köşe yazısına yazılan ters köşe yazılarının sayısıdır. |