Selahattin Duman
29.02.2012
E-Posta
Dünya çapındaki büyük sanatçıların tablolarını İstanbulda görmek güzel de onları dil yanlışlıklarına kurban etmesek.. Yapılan resme bir isim verirlerken ne düşündüklerini anlasak.. Ha tablosunu bıçaklamışsın ha dil suikastı yapmışsın..
Salvador Dali, acayip bakışlara sahip, incecik sivri bıyıkları olan değişik bir adamdı..
Eğer Haymana civarındaki öz köylerden birinde yaşasa onu Selamünaleyküm Pijjo! diye selamlarlardı..
Resim yeteneği neyim de para etmezdi.. Hayatta gelebileceği yer Haymanada tabelacı dükkânı açmak olurdu..
İspanya, dünya kültürünün gerçek bir parçası olduğundan Salvador Dali oldu.. Bütün aykırılığına, çılgınlıklarına rağmen dünya ona saygı duydu..
Kimse onu Akıllı ol Dali.. diye tehdit etmedi..
Bu sıralamada bize düşen de sulu boya resimleri ve litografi denilen taş basmaları karşısında saf tutup, ağzımız açık seyretmekti..
Yazarınız da öyle yaptı..
***
Tophane-i Amirenin sergi alanına girdiğinde ziyaretçileri her yüzünde Salvador Dalinin bir resmini taşıyan koca bir küp (geometrik küpten söz ediyorum, turşu küpü gibi değil..) karşılıyor..
İçeri girenlerin bir kısmının ......
Kaynak :
http://haber.gazetevatan.com/haberdetay.asp?Newsid=433781&Categoryid=4&wid=1
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.