Balyoz'un sesleri... |
|
Tweetle |
|
Türkiye'nin bugün en önemli meselesi nedir? Yani bu ülkede bir arada, insanca, huzur ve refah içinde, özgürce yaşamanın sağlanması, ne ile mümkün? Cevap belli: Hukukun üstünlüğünün, hürriyet ve özgürlüklerin teminat altına alındığı bir demokratikleşme gerekiyor. Ama ayağımızda bir kelepçe, bir pranga bağlı: Vesayet... Ondan kurtulmadıkça gün yüzü göremeyiz. Vesayete güç veren, onu tahkim eden darbe dönemlerini yargılamadan, cuntacılarla Türk Silahlı Kuvvetleri'ni ayırt etmeden, Cumhuriyet'i demokrasi ile taçlandıramayız. Gündem ne olursa olsun, birileri nereye çekerse çeksin, pusula daima tek yönü göstermeli: Vesayetten demokrasiye geçmeliyiz. Hesaplaşma için, rövanş için değil, adalet için, hukukun üstünlüğü için, istikrar için, demokratikleşme için yolumuzdan zerrece sapmamalıyız. Siviller yeni bir anayasayı mutlaka yapmalıdır, derken de anlatılmak istenen budur... Vesayetçiler ise bunu asla istemiyorlar. Varlıkları, imkânları, konumları, itibarları biteceği için direniyorlar. Siyasetin ve toplumun dikkatini, başka yerlere çekmeye çalışıyorlar. Suni gündemler, kafa karıştıran hayal mahsulü tehdit ve tehlikeler gündeme getiriyorlar. Meydanlara yeni fitne kazanları kuruyorlar... Vesayet derken, sadece İttihat Terakki'den tevarüs eden bir zihniyetten söz etmiyoruz. Bürokrasiye, yargıya, medyaya, siyasete, günlük hayata, eğitime, öğretime her yere sızmış, her yere el koymuş bir yapılanmadan bahsediyoruz. Unutmayalım; bunu "demokrasi, basın özgürlüğü, çağdaşlık, laiklik" deyip yapıyorlar? 27 Mayıs 1960 darbesinden beri on yılda bir tekrarlanan ...... Kaynak : http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1038 Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız. |
|
|
|
|
|
Bu köşenin diğer yazıları;
* Parantez içerisindeki sayılar ilgili köşe yazısına yazılan ters köşe yazılarının sayısıdır. |