1990lı yılların ikinci yarısıydı:
Ben de başörtüsü özgürlüğünü savunuyordum, Nazlı Ilıcak da...
Ben de Refah Partisini savunuyordum, Nazlı Ilıcak da...
Ben de 28 Şubat mazlumlarını savunuyordum, Nazlı Ilıcak da...
Ama benim bütün bunları savunmam kolaydı.
Çünkü...
- Ben savundukça etrafımdakilerden aferin alıyordum.
- Ben savundukça çevremdekiler tarafından kahraman ilan ediliyordum.
- Ben savundukça sosyal çevrem beni göklere çıkarıyordu.
- Ben savundukça dışlanmıyor, el üstünde tutuluyordum.
Oysa Nazlı Ilıcak açısından durum farklıydı.
- O savundukça aşağılanıyordu.
- O savundukça tefli fotoğrafları manşetlere taşınıyordu.
- O savundukça sosyal çevresi tarafından tiksinti ile karşılanıyordu.
- O savundukça arşiv fareleri geçmişteki yazılarını ortaya çıkarıp onu utandırmaya çalışıyorlardı.
- O savundukça etrafı tarafından yalnız bırakılıyordu.
- O savundukça ......
Kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20093919.asp?yazarid=131
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.