- Dersimi dilinizden düşürmüyorsunuz.
- Tek parti diktasına çakıyorsunuz.
- 27 Mayısı lanetliyorsunuz.
- Menderes için gözyaşı döküyorsunuz.
- 12 Eylülle hesaplaşıyorsunuz.
- 28 Şubat defterini asla kapatmıyorsunuz.
- Türban zulmünü hiç unutmuyorsunuz.
Ama iş Sivasa gelince...
Susup kalıyorsunuz.
Tamam, ağzınızı doldurarak konuşmayın.
Tamam, hançere patlatmayın.
Şöyle cılız mı cılız bir fısıltıyla da olsa dudaklarınızdan Sivas yangınına dair bir çift kelam çıksın, yeter.
Ama çıkmıyor.
Neden?
* * *
- Neden Dersim için yeryüzünün en etkili nutuklarını atıyorsunuz da, sıra Sivastaki zamanaşımına gelince milletimiz için hayırlı olması temennisinden başka bir dilekte bulunmuyorsunuz?
- Neden dönemin ihmalkâr devlet yöneticilerini hedef alan açıklamalar yapıyorsunuz da, yak ulan yak diyen anlayışla inceden de olsa bir hesaplaşma içine girmeyi aklınızın ucundan bile geçirmiyorsunuz?
- Neden kendinize ait mağduriyetler konusunda her türlü yasal düzenlemeyi yapmak için çaba sarf ediyorsunuz da, Sivası dumana bulayanların suçlarını insanlığa karşı işlenen suçlar kapmasına almak için herhangi bir düzenleme yapmıyorsunuz?
- Neden türbanlının uğradığı zulümler karşısında her daim içleniyorsunuz da, yakılmış Alevi cesetleri karşısında bu denli duyarsızlaşabiliyorsunuz?
Adem ve Hamit için
MİLAT gazetesini ......
Kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20128712.asp?yazarid=131
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.