Gayri meşruya, "bizim-sizin", "benim-onun" ayrımı yapmadan her koşulda karşı çıkabilmek "zihin özgürlüğü"nün "olmazsa olmaz" koşuludur.
Bir süre önce aramızda bunu, içten gelen samimiyetle mükemmel biçimde başaran bir insan vardı.
Şu satırları onun arkasından yazmıştım:
"İtiraf etmeliyim ki, hemen her zaman, duygunun siyasete bakışta nesnelliği engellediğini düşünenlerden biri oldum. Duygu merkezli tutumların sıkça akli ve adil olma hissini devre dışı bıraktığı, güçlü aidiyetçiliklere yol açtığı kanaatini taşıdım.
Bugün siyaset ve duygu ilişkisine farklı bakıyorum.
Bunu bir arkadaşıma borçluyum.
Onda heyecan ve mesafenin bir arada yaşayabildiğini gördüm. Ondan duygu yoğunluğuna ......
Kaynak :
http://www.yenisafak.com.tr/Yazarlar/?i=31523&y=AliBayramoglu
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.