Mehmet Ali Birand
17.03.2012
E-Posta
Bugün Fenerlilerin, Galatasaraylıların günü. FB, başına gelenlerin acısını GS' den çıkartmak isteyecek. GS ise, Kadıköy'de yıllardır yenemediği rakibine diz çöktürmek için elinden geleni yapacak. Bugün başka birşeyle ilgilenilmeyecek. Ne siyasetin ne de siyasetçinin sesi duyulacak.
Bugün heyecan içindeyim. Gözüm hiçbir şey görmüyor. Tek beklediğim, FB-GS maçının sonucu. Kalbim, GS' nin yıllar sonra FB' yi Kadıköy' de yenmesi gerektiğini söylüyor. Gerçekten de yetti artık. Yıllar var yenemiyoruz. Kadıköy' e çıkınca birşeyler oluyor ve FB kazanıyor.
GS' li olmayan, bu maçın önemini bizim kadar anlayamaz.
Bir GS' li için, FB' yi Kadıköy' de yenmek, lig şampiyonu olmakla eş değerdir. Hatta gelinilen noktada, bence daha da önemli.
Ne yazık ki maça gidemeyeceğim. Oysa çok gitmek istiyordum.
Maça gitmenin güzelliği nedir? Takımınız gol atınca havalara fırlamak, bağırmak çağırmak değil mi? Ancak sağolsun, FB' li dostlar maç düdüğünün çalmasıyla birlikte değişiveriyorlar. O kibar efendi arkadaşlarım gidiyor, birden bire canavarlaşıyorlar. Takımınız gol atıyor. Sevinemiyorsunuz. Sevinip ayağa kalktığınız anda dayak yiyorsunuz. Siz gol yiyor ve yeniliyorsanız, yine itilip kakılıyor ve küfürler yiyorsunuz. O zaman da işin tadı kalmıyor. Bunların hepsi başıma geldiğinden dolayı bilerek yazıyorum.
Bundan dolayı maça gitmemeye ve en yakın arkadaşlarımla TV' den izlemeye karar vermiştik ki, o da son anda suya düştü. Ani bir davet nedeniyle kendimi bambaşka bir yerde, yine de patronu koyu FB' li olan bir gurubun içinde bulacağımın haberi geldi. Allahtan stad dışında olacağımızdan dolayı, daha rahat bir ortamda şakalaşabileceğiz.
Anlayacağınız, ......
Kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20145058.asp?yazarid=69
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.