SEVGİLİ okuyucularım. Türkiye’de olup bitenleri her gün ekranlardan ve gazetelerden izliyoruz… Ve korkunç, iç karartıcı günler yaşıyoruz.
Memleketin dağlarında ve kent merkezlerinde resmen savaş var.
Neredeyse her gün şehit haberleriyle yatıyor, şehit haberleriyle kalkıyoruz.
Cudi Dağında altı özel harekâtçı polisimiz şehit…
Ve medyada hep aynı haber:
“Teröristlere dur ihtarı yapıldı, ancak açılan ilk ateş sonrasında şehit düştüler… Geniş kapsamlı bir soruşturma başlatılmıştır!..”
Cizre ve Yüksekova’da polislerimize ateş açılıyor, yine bir şehit…
Kürtçülerin gözünde Güneydoğu, yabancı ordunun işgali altındaki bir bölge olarak görülüyor. Sokaklar cayır cayır yanıyor, Molotoflar patlıyor, gaz bombaları atılıyor, kepenkler açılmıyor.
Normal günlerde bile hiçbir devlet görevlisi, asker, polis, emniyet müdürü, hâkim ve savcı sokakta gezemiyor. Aileleri dâhil hiçbirinin can güvenliği yok. İşten eve, evden işe korumalı bir yaşam!
Son olaylar ise bir bayramı (!), Kürtçü kesimin adına “Newroz” dediği göstermelik bir Nevruz bayramını kutlamak (!) bahanesiyle başımıza geldi.
İktidar çaresiz ve kızgın!.. Elinden sadece afra tafra yapmak, kürsülere çıkıp nutuk atmak, ‘Kanları yerde kalmayacak’ gibi ......
Kaynak :
http://www.ilk-kursun.com/haber/99612
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.