Başkasının karısını seyretmek |
|
Tweetle |
|
Ertuğrul Özkök
01.04.2012 Salonun ortasında bir kadın sere serpe yatıyor. Kendine hayran ve hayran olmakta haklı. Adı Pauline Bonaparte. Borgia sülalesinin ünlü isimlerinden Camillo Borghese'nin karısı. Başkasının karısı yani ve ben onu, en az kendiminki kadar büyük bir hayranlıkla seyretmeye başlıyorum. Via Veneto'dan yukarı doğru çıkıp, Federico Fellini Meydanı'na geliyorum. Marcello Mastroianni'nin o harika güneş gözlüğüyle, ölümsüz bir ikona gibi dolaştığı sokaktayım. Olağanüstü kadınların ve erkeklerin maltası burası. Onların havalandırmaya çıkarılmış hayaletlerinin volta attığı yerler... Atılan her adımın kendi ayak izini anında sildiği kaldırımlardayım... VERİLMEMİŞ BİR RANDEVUYA GİDİYORUM Meydanı geçip, ormanı andıran bir parka giriyorum. Burası bir zamanlar İtalyaya ve Vatikana hükmeden Borgia ailesinin villası... Villa Borghese'de hiçbir zaman verilmemiş bir randevuya gidiyorum. Mehmet Ergüven'in 'Pusudaki Ten' kitabının kafama bıçak gibi sapladığı, 'Meyva sepetli erkek çocuğu' ile buluşacağım. Artık Rönesansın en büyüğü kabul edilen Caravaggio'nun 12 tablosunu seyredeceğim. Bütün erkeklik yıllarımda, tapınmanın en nirvana haline çevirdiği 'seyretmek' fiilini, hayatımın eylemine çevireceğim bir randevu bekliyor beni. Dünyada beni en çok etkileyen müzeyi; Borghese Müzesi'ni ...... Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20248710.asp?yazarid=10 Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız. |
|
|
|
|
|
Bu köşenin diğer yazıları;
* Parantez içerisindeki sayılar ilgili köşe yazısına yazılan ters köşe yazılarının sayısıdır. |