Gülbahar Tansesi
Kimsenin ,halkın müslüman inancının gereğini ,İslamın gerektirdiği her şekilde yaşamasına bir itirazı olamaz,olmamalı,yukarıdan aşağıya , yaşam biçimi,inanç ritüelleri v.d konularda ,zorlamalar , yönlendirmeler yapmak ,hem sosyal bilimlerin doğasına ,hem siyaset ilminin kurallarına aykırı,Herkes kendi inancının gereklerini,gerekli gördüğü biçimde yerine getirmeli, bunun yolları açılmalı, kolaylaştırıcı tedbirler alınmalı, toplumsal barış,her bireyin kendini,inanç ve düşüncelerinde özgür hissetmesinden geçer,özgür bireyler,özgür toğlumu inşa eder. İnsan onuru ,ancak özgürlük ve eşitlik üzerinde yükselir..
Yalnız bir nokta var,dil ve kalp aynı şeyi söylemeli,dil,gerçekleri terennüm etmeli,inançları savunurken de gerçeklere sadık kalınmalı...
Yazar ,yazısının bütününde,evrensel doğrulara yaklaşmaya çalışıyor, başı,inançları gereği örtülü,hanımları olan siyasetçilerin ,Devletin tepe noktallarına yükselmesi önündeki engellerin yanlışlığına vurgu yapıyor,bu gün bu konular fiilen de aşılmış durumda,ama ,yazar ,küçük bir kelime oyunu yapıyor, başörtüsünü,Türban'ın yerine kullanıyor,Türbanlı demesi lazımdı,ve doğrusu da budur,türban ile diğer her çeşit başörtüsü(yaşmak,yemeni,yeldirme,tülbent, v.d), Anadolu geleneğinde , aynı mahiyette baş örtüleri değildir, Yazar bu konularda uzman bir kimlik izlenimi veriyor,doğru terminolojiyi kullanmak zorunluluğu altında,diğer söylediklerine ,bazı aklı evveller haricinde kimsenin itirazı olmaz,olmamalı...