Mehmet Ali Birand
04.04.2012
E-Posta
Hiç birbirimizi aldatmayalım. 12 Eylül müdahalesi olduğu gün, bu ülkenin önemli kesimi derin bir Ohh çekmişti. Üstümüzden kara bir bulut kalkmıştı. Ancak sonradan baktık ki, darbenin hiç de iyisi olmazmış
Meğer asker, bize Ohh dedirtmek için darbe öncesi parmağını kıpırdatmamış
12 Eylül 1980 gününü çok iyi hatırlıyorum.
Nihayet kardeşim, nihayet akan kanı durdurdular
hissi hakimdi.
1977-80 dönemini hatırlayanlarımız hala ayakta.
Müthiş bir ekonomik kriz, hiçbir şeyin bulunmadığı kapkaranlık bir dönem.
Gündüz işe gidenlerin ne zaman döneceklerinin, hatta dönüp dönmeyeceklerinin bilinemediği bir korku ülkesinde yaşıyorduk. Hergün müthiş cinayetler işleniyordu. Biri sağdan, diğeri soldan
Yetmiyor, grup halinde baskınlar ve toplu katliamlar
. Kurtarılmış bölgeler.
1 Mayıs 1977 olayları.
1978 Sivas olayları.
1978 Kahramanmaraş olayları
1979 da Abdi İpekçi nin öldürülmesi.
Türkiyenin en karışık, en tehlikeli yıllarıydı.
Bütün bunlardan sonra, derin bir ......
Kaynak :
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/20268107.asp?yazarid=69
Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız.