NATO'nun alan dışı stratejisi |
|
Tweetle |
|
The Sunday Times'ın 10 Haziran 1990 tarihli nüshasında şöyle bir yazı yer alıyordu: "Batı ilk önce tehlikeyi değerlendirmeli ve ona göre bu tehlikeyi bertaraf etmek için stratejiler çizmelidir. Örneğin, NATO kuvvetleri, Avrupa dışında Batı'nın çıkarlarını korumak için kullanılmaya hazırlanmalıdır. Margaret Thatcher'ın geçen perşembe günü İskoçya'daki NATO Bakanlar Kurulu toplantısında da söylediği gibi, NATO'nun askerî gücü, ileride Avrupa sahasının dışına müdahale etmesi kaçınılmaz olacaktır. Çünkü bazı İslam ülkeleri çok geçmeden nükleer silahlara ve onları istedikleri hedeflere atma imkânına sahip olacaklardır." Sözü geçen tarihte NATO Bakanlar Kurulu toplantısının üstünden iki sene geçmeden, Haziran 1992'de NATO "alan dışı müdahale" fikrini resmen tartışmaya başladı. NATO, 4 Nisan 1949'da Sovyetler Birliği'ne ve komünizm tehlikesine karşı Avrupa'nın güvenliğini sağlamak üzere kurulmuş askerî bir ittifaktı. 1990'lara kadar bu amaçla görev yapması anlaşılır bir durumdu. Ne var ki 1991'de Sovyetler'in tarih sahnesinden çekilmesinden, komünizmin çökmesinden ve Varşova Paktı'nın dağılmasından sonra, "illet ortadan kalkınca hüküm de ortadan kalkar" fehvasınca NATO'nun da kendini feshetmesi gerekirdi. Soğuk Savaş boyunca tehdit ya ittifaklardan veya ulus devletlerden kaynaklanıyordu, bu tarihten sonra tehditler organize suç örgütleri, insan kaçakçılığı ve terörizm gibi kaynağını sosyo-ekonomik sorunlardan alıyordu ki, bu sorunların çözümü askerî güç kullanmak değil, sosyal ve ekonomik tedbirler almak, daha adil ve yaşanabilir uluslararası bir düzen tesis etmekten geçiyordu. "Küreselleşme" adı altında ...... Kaynak : http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazarno=1025 Köşe yazısının tamamını görmek için tıklayınız. |
|
|
|
|
|
Bu köşenin diğer yazıları;
* Parantez içerisindeki sayılar ilgili köşe yazısına yazılan ters köşe yazılarının sayısıdır. |